Wayve CEO'su Otonom Sürüş Teknolojisini Ölçeklendirmenin Anahtarlarını Paylaştı
Otonom sürüş teknolojisi alanında faaliyet gösteren İngiliz girişimi Wayve'in kurucu ortağı ve CEO'su Alex Kendall, şirketin geliştirdiği teknolojinin piyasaya sürülmesi konusunda umut verici gelişmeler olduğunu belirtti. Kendall, Nvidia'nın GTC konferansında yaptığı açıklamada, Wayve'in başarı stratejisinin üç temel unsura dayandığını vurguladı: düşük maliyetli yazılım, donanımdan bağımsız çalışabilme özelliği ve gelişmiş sürücü destek sistemlerinden (ADAS) robotaksilere ve hatta robotik sistemlere kadar geniş bir uygulama alanı.
Uçtan Uca Veri Odaklı Öğrenme Yaklaşımı
Wayve'in stratejisinin merkezinde "uçtan uca veri odaklı öğrenme" yaklaşımı bulunuyor. Bu yaklaşımda, sistemin kameralar gibi çeşitli sensörler aracılığıyla "gördüğü" veriler doğrudan sürüş kararlarına (frenleme veya sola dönme gibi) dönüşüyor. Dahası, bu sistem yüksek çözünürlüklü haritalara veya kural tabanlı yazılımlara ihtiyaç duymadan çalışabiliyor. Bu özellik, Wayve'in otonom sürüş teknolojisini eski nesil AV (Otonom Araç) teknolojilerinden ayıran önemli bir faktör.
Yatırımcıların İlgisini Çeken Yaklaşım
Wayve'in bu yenilikçi yaklaşımı, yatırımcıların da ilgisini çekmeyi başardı. 2017 yılında kurulan ve son iki yılda 1.3 milyar dolardan fazla yatırım alan şirket, otonom sürüş yazılımını otomotiv ve filo ortaklarına, örneğin Uber gibi şirketlere lisanslamayı planlıyor. Henüz otomotiv sektöründen bir ortaklık duyurmayan Wayve'in bir sözcüsü, şirketin farklı araç türlerine yazılımını entegre etmek için birçok OEM (Orijinal Ekipman Üreticisi) ile "güçlü görüşmeler" içinde olduğunu belirtti.
Düşük Maliyetli Yazılım Avantajı
Wayve'in düşük maliyetle çalışan yazılımı, bu anlaşmaları sağlamada kritik bir rol oynuyor. Kendall, Wayve'in gelişmiş sürücü destek sistemini (ADAS) yeni üretim araçlara entegre eden OEM'lerin ek donanıma yatırım yapmasına gerek olmadığını, çünkü teknolojinin genellikle çevre kameralar ve bazı radarlardan oluşan mevcut sensörlerle çalışabildiğini vurguladı.
Ayrıca Wayve, "silikon-agnostik" bir yaklaşıma sahip, yani yazılımını OEM ortaklarının araçlarında zaten bulunan herhangi bir GPU üzerinde çalıştırabiliyor. Bununla birlikte, şirketin mevcut geliştirme filosu Nvidia'nın Orin sistem-on-a-chip teknolojisini kullanıyor.
ADAS'tan Tam Otonomiye Giden Yol
Kendall, "ADAS'a girmek gerçekten kritik, çünkü sürdürülebilir bir iş kurmayı, ölçekte dağıtım oluşturmayı ve sistemi [Seviye] 4'e kadar eğitebilmek için gerekli veri maruziyetini elde etmeyi sağlıyor" dedi. (Seviye 4 sürüş sistemi, belirli koşullar altında insan müdahalesine gerek kalmadan bir ortamda kendi başına gezinebilir anlamına geliyor.)
Wayve, sistemini önce ADAS seviyesinde ticarileştirmeyi planlıyor. Bu nedenle, Seviye 4 teknolojisi geliştiren çoğu şirketin temel bir sensör olarak gördüğü LiDAR (mesafeyi lazer ışığı kullanarak ölçen ve dünyanın son derece doğru bir 3B haritasını oluşturan ışık algılama ve ölçüm radarı) olmadan çalışacak şekilde tasarlandı.
Tesla ile Benzerlikler ve Farklılıklar
Wayve'in otonomiye yaklaşımı, sistemini besleyen uçtan uca derin öğrenme modeli üzerinde çalışan ve kendi kendine sürüş yazılımını sürekli olarak geliştiren Tesla'nınkine benziyor. Tesla'nın yapmaya çalıştığı gibi, Wayve de ADAS'ın yaygın olarak kullanılmasından yararlanarak sisteminin tam otonomiye ulaşmasına yardımcı olacak verileri toplamayı umuyor.
Teknik açıdan Wayve'in ve Tesla'nın yaklaşımları arasındaki temel farklardan biri, Tesla'nın yalnızca kameralara güvenirken, Wayve'in yakın vadede tam otonomiye ulaşmak için LiDAR'ı dahil etmeye açık olması. Kendall, "Daha uzun vadede, güvenilirliği ve bir ölçekleme düzeyinde doğrulama yeteneğini oluşturduğunuzda, bu [sensör paketini] daha da küçültmek için kesinlikle fırsat var" dedi. "İstediğiniz ürün deneyimine bağlı. Arabanın siste daha hızlı gitmesini mi istiyorsunuz? O zaman belki başka sensörlere [LiDAR gibi] ihtiyacınız var. Ancak yapay zekanın kameraların sınırlamalarını anlamasına ve bunun sonucunda savunmacı ve muhafazakar olmasına izin vermek istiyor musunuz? Yapay zekamız bunu öğrenebilir."
GAIA-2: Yeni Nesil Jeneratif Dünya Modeli
Kendall ayrıca, Wayve'in otonom sürüş için özel olarak tasarlanmış en son jeneratif dünya modeli olan GAIA-2'yi de tanıttı. Bu model, sürücüsünü hem gerçek dünya hem de sentetik verilerden oluşan büyük miktarda veri üzerinde çeşitli görevlerde eğitiyor. Model, video, metin ve diğer eylemleri birlikte işliyor, bu da Kendall'ın söylediğine göre Wayve'in yapay zeka sürücüsünün sürüş davranışında daha uyarlanabilir ve insan benzeri olmasını sağlıyor.
Kendall, "Beni gerçekten heyecanlandıran şey, ortaya çıkan insan benzeri sürüş davranışı" dedi. "Elbette, elle kodlanmış bir davranış yok. Arabaya nasıl davranacağını söylemiyoruz. Altyapı veya HD haritalar yok, bunun yerine, ortaya çıkan davranış veri odaklı ve eğitim sırasında daha önce hiç görmemiş olabileceği senaryolar da dahil olmak üzere çok karmaşık ve çeşitli senaryolarla başa çıkan sürüş davranışını mümkün kılıyor."
Waabi ile Ortak Felsefe
Wayve, otonom kamyon girişimi Waabi ile benzer bir felsefeyi paylaşıyor. Her iki şirket de farklı sürüş ortamlarında genelleştirebilen veri odaklı yapay zeka modellerini ölçeklendirmeye odaklanıyor ve her ikisi de teknolojilerini test etmek ve eğitmek için jeneratif yapay zeka simülatörlerine güveniyor.
Wayve'in yenilikçi yaklaşımı, otonom sürüş teknolojisinin geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynayabilir. Düşük maliyetli, donanımdan bağımsız ve geniş uygulama alanına sahip yazılımı, otomotiv endüstrisinin karşılaştığı zorluklara yeni çözümler sunuyor.
Kaynak: TechCrunch
