Lincoln Center Collider Fellowship: Teknoloji ve Sahne Sanatlarında Yeni Bir Dönem

Lincoln Center Collider Fellowship: Teknoloji ve Sahne Sanatlarında Yeni Bir Dönem
Sanat ve teknolojinin buluşma noktasında heyecan verici bir gelişme yaşanıyor: New York’un ünlü Lincoln Center for the Performing Arts’ın Collider Fellowship programı, sahne sanatlarının geleceğini şekillendirmek isteyen disiplinlerarası sanatçıları bir araya getiriyor. Bu yıl ikinci kez düzenlenen program, sanatı ve teknolojiyi bir araya getirerek performans sanatlarında yenilikçi yaklaşımlar geliştirmeyi amaçlıyor.

Teknolojinin Sanatla Buluştuğu Nokta
Lincoln Center Programlama Başkan Yardımcısı Jordana Leigh, yeni nesil sanatçıların yalnızca ürettikleri eserlerle değil, sanat ve teknoloji arasındaki daha geniş sohbetlere katkı sunmalarıyla dikkat çektiğini belirtiyor. Leigh, teknolojinin sanatçılar için bir "araç kutusu" olduğuna ve yapay zekâ gibi araçların, ses mikseri ya da fırça kadar doğal şekilde kullanılabileceğine inanıyor. Ona göre bazı sanatçılar için teknoloji artık onların vizyonuna yetişiyor.
Bunun çarpıcı bir örneği, ilk Collider Fellows’tan Nona Hendryx’in Dream Machine enstalasyonunda görülebilir. Bu proje, yapay zekâ, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerini kullanarak özellikle siyahi ve farklı etnik kökenlerden katılımcıları, Afrofuturist bir ortamda sanatla buluşturuyor. Leigh, bu tür projelerin "teknolojide kendini göremeyen insanların kendilerini görmelerini sağlamak" açısından önemli olduğunu vurguluyor.
Collider Fellowship 2025: Kimler Katılıyor?
Bu yılki Collider Fellowship’e seçilen altı sanatçı, önümüzdeki altı ay boyunca Lincoln Center ve Onassis ONX Studio’da çalışma alanı, finansal destek ve profesyonel mentorluk alacak. Programda tamamlanması zorunlu bir final proje olmadan, sanatçılara araştırma ve deneme özgürlüğü tanınıyor. Bu yaklaşım, yenilikçi fikirlerin organik olarak gelişmesine zemin hazırlıyor.
- Cinthia Chen: Performans, enstalasyon ve projeksiyon tasarımını birleştirerek hafıza, hibrit kimlikler ve spiritüel gelecek temalarını keşfediyor.
- Sam Rolfes: Hareket yakalama teknolojisini içeren sanal performanslar, Lady Gaga, Netflix gibi isimlerle yaptığı işlerle tanınıyor.
- James Allister Sprang: ABD’de 4D Sound System ile çalışan ilk sanatçı olarak, duyusal ve göç temalı deneyimler üretiyor.
- Stephanie Dinkins: Yapay zekâ ve yeni teknolojiler odağında, ırk ve gelecek tarihleri üzerine disiplinlerarası çalışmalar yapıyor. TIME dergisinin "Yapay Zekâda En Etkili 100 Kişi" listesinde yer aldı.
- Kevin Peter He: Sinema, dans ve oyun motorlarını birleştirerek, anlatı ve beden deneyimi üzerine projeler geliştiriyor.
- Dr. Rashaad Newsome: Kolaj, performans, yapay zekâ ve robotik ile siyah ve queer kültürel ifadeleri araştırıyor.
Sanatta Teknolojiye Açık Bir Gelecek
Collider Fellowship, sanatçılara hem deneysel hem de üretken bir ortam sunuyor. Final projesi zorunluluğu olmadan, bazı sanatçılar prototipler geliştirirken bazıları araştırmaya ve yenilenmeye odaklanabiliyor. Bu esnek yapı sayesinde, ortaya çıkan projeler Lincoln Center’da veya farklı platformlarda sergilenebiliyor.
Lincoln Center, özellikle VR, AR ve XR teknolojilerini içeren mekân tabanlı deneyimlere odaklanırken, Collider Fellowship ile küresel izleyiciye ulaşmanın farklı yollarını da araştırıyor. Leigh’in ifadesiyle, “Şu anda hiçbir kapıyı kapatmıyoruz.”